İrtibatı Koparmayalım!
elde kalmak deyimi
1. İsteklisi, alıcısı bulunmadığından satılmayıp durmak, sahibinde kalan mal.
2. Harcanandan artmak.
örnek: Kumaştan bir etek çıktı, birazı da elde kaldı.
- başında değirmen çevirmek
- araziye uymak
- paye vermek
- gırtlağına basmak
- sağı solu belli olmamak
- satıp savmak
- akordu bozuk
- şüphe kurdu
- bir aşağı bir yukarı dolaşmak
- boyu bacadan mı aştı
- cımbızla çeker gibi
- arının yuvasına çöp dürtmek
- eşeğin büyüğü ahırda kaldı
- bir ben bilirim bir de Allah
- ek bent olmak
- geri durmamak
- çıngar çıkarmak
- dünden bugüne
- geride kalanlar
- aman aman bir şey değil
- ara (ya da aralarını) bulmak
- araları açık olmak
- deli orman
- eline eteğine sarılmak
- gibisine gelmek
- açlıktan göbeğine taş bağlamak
- kara gün
- dirsek çevirmek
- dillere destan olmak
- lahavle çekmek
- dünyanın dört bucağı
- canına değsin
- eli mahkum
Son Sorgulanan Deyimler
Deyim
Anlamı
(1) (içtiği içki) ne yaptığını bilemez duruma düşürmek, sarhoş etmek. (2) (zararlı gaz, sıcak) başını ağrıtmak, hasta etmek. örnek: Soba başıma vurdu galiba, pencereyi aç.
1. İsteklisi, alıcısı bulunmadığından satılmayıp durmak, sahibinde kalan mal.
2. Harcanandan artmak.
örnek: Kumaştan bir etek çıktı, birazı da elde kaldı.
aydınlatıcı ek bilgilerle bir konuyu ya da sorunu anlaşılır kılmak, örnek: Konuya açıklık getirmek için birkaç şey söyledi.
bir kimseye ancak annenin gösterebileceği sevgi ve yakınlığı göstermek, analık etmek. örnek: Teyzesi ona annelik etti.
(bir işi) süresi içinde yapmayıp belirsiz bir zamana bırakmak. örnek: Adamlar işi askıya almak için fırsat arıyor.
(1) (bir şey için) çok istekli olmak. örnek: Sofrada buğusu tüten çorbaya canı gidiyordu ama, kimse buyur demedi (2) üzerine titrediği bir şeye zarar gelecek diye kaygılanmak, örnek: Çocuk düşüp bir yerini acıtacak diye annesinin canı gidiyordu.
Hiçbir şeye aldırış etmeden rahatını sağlamaya çalışmak.?Boş ver, rahatına bak, sen mi düzelteceksin diyenlerden nefret ederim.?
üzerinde hafif yemekler, meze ve içki bulunan tepsi, alçakgönüllüce düzenlenmiş içki sofrası.
(1) (hayvana) dizgin takmak. (2) mecaz (birinin) özgürlüğünü kısmak, buyruğu altına almak. örnek: Karısına dizgin vurmak isterken onu elden kaçırdı.
Palavra Atmak, herhangi bir konuyu abartmak, abartarak söylemek, yalan söylemek, olmayacak şeylerden söz etmek anlamı taşır.
Palavra atanlara palavracı, söyledikleri abartılı ya da yalan, olmamış ama olmuş gibi gösterdikleri şeylere de palavra denir.
Palavra atmak konusunda ün salmış, en bilinen, en uzman kişiler avcılar ve tabi ki unutulmaz Neşeli Günler filmindeki Ziya'dır :)
Örnek: Palavra atmak konusunda Ziya'nın eline kimse su dökemez.
(birinin) (1) beceriksiz olduğu için ya da başka bir nedenle birine uymak, onun yaptığı gibi yapmak. örnek: Arkadaşının arkasına takılmış gidiyorsun, kendine gel. (2) herhangi bir amaçla birini izlemek, gözden ayırmaksızın birinin arkasından gitmek. örnek: Polis arkasına takılınca, savuşamadı.
Yayın Ağımız
Bu listede yer alan sitelerimiz günlük hayatınızda gerek eğitim, gerek iş, gerek eğlence ve gerekse alışveriş konusunda yardımcı olmak için uzman ekipler tarafından hazırlanmaktadır.Eğitim Sitelerimiz
Eğlence Sitelerimiz
Rehber Sitelerimiz
Diğer Sitelerimiz
Tüm Hakları Saklıdır © 2008 - 2024
Sitemizin SEO çalışması Seo Uzmanı Zeze tarafından yapılmıştır.anlaminedir.com bir nerededir.com sitesidir.